Dünya Şehri
Dile kolay tam 8 bin yıllık bir yerleşim yeri İstanbul.
Nice medeniyet bu şehri almak için sefere çıktı.
Yedi denizin gemileri İstanbul limanlarına demirledi ve nice kervan dünyanın bir ucundan getirdiği malları İstanbul pazarlarında satışa çıkardı.
Bugün İstanbul’un dört bir yanında arzı endam eden sayısız tarihi yapı, İstanbul’u dev bir açık hava müzesine dönüştürüyor.
Toplumsal hafızayı canlı tutan sayısız mekan, restoran, kafe ya da pastane de İstanbul’un nostaljik yerleri arasında önemli yer tutuyor. Özetle İstanbul bize, “beni yine ve yeniden keşfet” diyor.
Bir yanda iğne atsan yere düşmeyen metrobüsler bir yanda sıcak bir çayla güvertesinde hayatın telaşından arındığımız vapurlar…
Bir yanda kalabalığın sel gibi aktığı İstiklal Caddesi diğer yanda yalnızca dalga ve martı sesleriyle şenlenen Burgazada sokakları…
Her ne kadar şehrin sakinleri olarak sabah işe akşam eve koşturup dururken binlerce güzelliğin yanından fark etmeden geçip gitsek de İstanbul, hâlâ dünyanın en eski, en ünlü ve hepsinden önemlisi en güzel şehirlerinden biri.
“Dersaadet” yani “saadet kapısı” diye anılan İstanbul, burada doğanlara da misafir olarak gelenlere de bitmeyen bir serüvenin kapısını aralıyor.
İstanbul’da gezilecek yerlerin pek çoğu, insana hayatı boyunca farklı yaşlarda tekrar gördüğünde farklı çağrışımlar yapıyor ve anıları tazeliyor.
. Ayasofya
İstanbul’un gözbebeği Tarihi Yarımada’yı gezmeye başlamak için en doğru yer Ayasofya Müzesi.
Dünyanın en tanınmış ibadethanelerinden biri olarak aynı yerde 3 defa inşa edilen Ayasofya, son halini 537 yılında aldı.
Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün İmparator Justinianos’un, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” dediği ve Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” diye bağırdığı rivayet ediliyor.
2. Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın en geniş sınırlara ulaşmış ve yüzyıllarca hakimiyetini sürdürmüş imparatorluklarından biri. Bu köklü tarihin ve ihtişamlı yapının 400 yıl boyunca yönetildiği, sultanların ve ailelerinin yaşadığı Topkapı Sarayı ise bütün görkemiyle Tarihi Yarımada’da görülmeyi bekliyor.
3. Kapalı Çarşı (Grand Bazaar)
Tarihi Yarımada’nın en gözde duraklarından biri de Beyazıt’ta 550 yıldır ayakta duran Kapalı Çarşı. Yabancıların Grand Bazaar adıyla tanıdığı Kapalı Çarşı, içinde kaybolacağınız sokakları ve dünya altın piyasasına yön veren kuyumcularıyla ünlü.
4. Bozdoğan Su Kemeri
Roma Dönemi’nde şehirlere su sağlamak için kurulan su kemerlerinden pek azı ayakta kalabilmiş.
İstanbul’un tam kalbinde Unkapanı’nda yer alan Bozdoğan ya da dünyanın tanıdığı adıyla Valens Su Kemeri, dünyada eşine az rastlanan uzunlukta ve sağlamlıkta. Bugün altından trafik akarken pek fark etmesek de 1.500 yılı aşkın süredir İstanbul’u seyrediyor.
5. Yerebatan Sarnıcı
Bizans Dönemi’nde sarayın su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan sarnıç, göz alıcı sütunları ve Medusa heykeli ile hala kendisine hayran bırakıyor.
Kız Kulesi
Üsküdar-Beşiktaş motorlarıyla karşıya geçerken yanından geçtiğimiz nazlı güzel Kız Kulesi hakkında sayısız efsane var
Sultanahmet Camii
İstanbul’un en ünlü camisi hangisidir diye sorarsanız, pek çok kişiden Sultanahmet Camii yanıtını alırsınız. Tüm dünyanın Mavi Cami (Blue Mosque) adıyla tanıdığı Sultanahmet Camii, 6 minaresi ve içini süsleyen mavi İznik çinileriyle ünlü.
Pierre Loti Tepesi
Gün batımının kızıllığında Haliç’in muhteşem manzarası, kırmızı-beyaz pötikareli örtüler serilmiş küçük ahşap masalar ve sandalyeler… Nostalji sizin için de sıradan bir kelimenin çok ötesinde, hatta bir yaşam tarzıysa Pierre Loti Tepesi, İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.